Aliekber METE/ANKARA, – SAADET Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Yeni Yol Partisi’nin TBMM grup toplantısında konuştu.
TBMM’de Saadet, Gelecek ve DEVA partileri milletvekillerinden kurulu Yeni Yol Partisi’nin grup toplantısı düzenlendi. Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, İsrail’in İran’a düzenlediği saldırılar nedeniyle bölgenin zor günler geçirdiğini belirtti ve gerçekçi bir ateşkesi desteklediklerini söyledi. Arıkan, “Biz bölgemiz için Siyonizm ve emperyalizmin insafına bırakılmış günübirlik ateşkesleri istemiyoruz; kalıcı ve sarsılmaz bir barışı inşa etmek istiyoruz. Biz, Amerika’nın, İsrail’in ateşkes kararına güvenmiyoruz. Biz bunların ne kadar yalancı olduklarını defalarca gördük; Irak’ta, Libya’da, Afganistan’da gördük. Ateşkeslerinin bir anlam ifade etmediğini bugün Gazze’de hala görüyoruz. Biz bunların ateşkeslerini; Srebrenitsa’da bombaladıkları pazar yerlerinde gördük, kanını döktükleri masum bebeklerden, katlettikleri mazlumlardan biliyoruz. Onun için diyoruz ki bu bölgede kalıcı barışın yegane yolu, bölge ülkelerinin Türkiye’nin öncülüğünde ortaya koyacakları birlik, beraberlik ve cesarettir. Defalarca gördük ancak son olaylarda bir kez daha gördük ki İsrail ancak güçten anlar. Bir avuç Gazzeli mücahidin direnişi bile İsrail’in kimyasını bozmaya yetiyor. İran’ın attığı füzeler, demir kubbesini kevgire çevirmeye yetiyor. Bunlar bile kendini dünyanın sahibi zannedenleri ateşkese zorlamaya yetti. Miting meydanlarında, kürsülerde, ekranlarda, ‘Yüreğimiz yanıyor ama elimizden bir şey gelmiyor’ diyenlere sesleniyorum. Somut, gerçekleştirilebilir bir teklif ortaya koyuyoruz. Bölgede kalıcı bir istikrar için Türkiye, İran, Mısır ve Pakistan arasında savunma paktı oluşturalım. Bu birliktelikle caydırıcı gücü hızlıca geliştirelim ve genişletelim. Bakın, o zaman İsrail’in nasıl tir tir titriyor göreceksiniz” dedi.
‘SAVUNMA HARCAMALARINI ARTIRMALIYIZ’
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, bölgede yaşanan gelişmeler nedeniyle Türkiye’nin güçlü olması gerektiğini kaydederek, “Türkiye eğer savunma ve ekonomide güçlü olacaksa tasarruf etmelidir. Bizim inancımızda israf haramdır, israftan kaçacaksınız. Ben tasarrufun çok kestirme bir yolunu söylüyorum; şu anda Avrupa’da 28 ülkenin uyguladığı Kamu İhale Yasası’nı getirip uygulasınlar, tasarruf nasıl sağlanıyor görecekler. ‘250’nci konutu teslim ettik’ diyorlar. ‘1 yılda 650 bin konut’ diyorlardı ancak şu anda yıllık ortalama 100 bin konutu ancak bitiriyorlar. 1 liralık konutu 2 liraya, 3 liraya mal ediyorlar. Avrupa’da uygulanan Kamu İhale Yasası’nı getirip uygulasalardı, 250 bin konuta harcanan parayla 500 bin konut bitmişti, depremden sonra Türkiye’nin konut sorunu çoktan çözülmüştü. Menfaat şebekesi olduğu sürece Türkiye’nin ekonomisi düzelmez. Bakın dünkü NATO zirvesinde önemli bir karar alındı. Ne diyorlar, ‘NATO’ya üye ülkeler savunma harcamalarını milli gelire oranının yüzde 5’ine çıkarmalılar.’ Önemli bir karar, güçlenmeliyiz, savunma harcamalarımızı artırmalıyız. Gittikçe riski artan bir ülkede, dışarıdan gelebilecek tehditlerin arttığı bir ülkede doğrudur. Türkiye savunma harcamalarını artırmalıdır ama eğer o savunma harcamaları dürüstçe yapılmazsa işe yaramazlar. Güç sadece parayla ölçülmüyor, silahlı kuvvetlerle, askeri güçle de ölçülmüyor. Bugünün dünyasında sözün gücü, itibar, güvenilir olmak eğer Türkiye güçlü bir ülke olacaksa sözümüzün de gücünü artırmalıyız” diye konuştu.
‘BİR AN ÖNCE BÖLGE TURU YAPIN’
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu da ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine düzenlediği saldırılarla ilgili Dışişleri Bakanlığı’nın yaptığı yazılı açıklamayı eleştirdi. Saldırıdan Türkiye’nin haberdar edilmemesi nedeniyle tepki gösterilmesi gerektiğini dile getiren Davutoğlu, “Sayın Cumhurbaşkanı, NATO’dan döner dönmez, anladığım kadarıyla NATO’da Trump’a sesinizi yükseltemeyeceksiniz. Gözünün içine baka baka, ‘ey Amerikan Başkanı, benim halkımı tehdit edebilecek bir saldırıyı bana sormadan nasıl yaptın’ diye sormalıydın Sayın Erdoğan. Haberimiz yok, o nükleer sızıntı ülkemizi etkileyebilir ya da İran’da bir örgüt, Katar’a olduğu gibi devletten habersiz saldırı planlayabilirdi. Sayın Erdoğan, NATO’da tavrınız net olsun; Türkiye, NATO’nun ABD-İsrail stratejik planlamasının aygıtı haline gelmesine asla izin vermemelidir. ‘NATO’nun ikinci büyük ordusu biziz’ diye övünüyorsak, gereğini yapın. Avrupa ülkelerini de yanınıza alın ve Trump’a şunu söyleyin, ‘NATO sizin elinizdeki bir cellat baltası değildir’ deyin. Türkiye bu oyunun dışında değil, önünde, içinde ve yürütücüsü olmak zorundadır. Sayın Erdoğan size tavsiyem şu; gelir gelmez hazır ateşkes de sağlanmışken, sizin yerinizde olsam bizzat öyle yapardım. Uçağınız indiği anda bir bölge turu yapın. Mısır’a, İran’a, Katar’a, Suudi Arabistan’a, Suriye’ye, Irak’a gidin ve bölge yönetimlerine şunu söyleyin; ‘Bu bölgenin kaderi ya bizim elimizdedir ya da yeni bir Sykes-Picot’un önünü açmaya çalışıyorlar’ deyin. Bu anlaşmayı İstanbul’da bir salonda tenkit etmekle olmaz, yeni bir Sykes-Picot’u engellemenin yolu Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanının bölge başkentlerini ziyaret etmesidir” değerlendirmesinde bulundu.
