reklam
reklam
DOLAR 39,8852 % 0.29
EURO 46,7739 % 0.13
STERLIN 54,8304 % -0.07
FRANG 49,9189 % 0.43
ALTIN 4.204,88 % -1,20
BITCOIN 107.026,54 -0.277
reklam

MİA’dan, ‘Yapay Zeka, Toplum ve Güvenlik Ekseninde Türkiye’nin Yol Haritası’ raporu

Yayınlanma Tarihi : Google News
MİA’dan, ‘Yapay Zeka, Toplum ve Güvenlik Ekseninde Türkiye’nin Yol Haritası’ raporu
reklam

ANKARA, – MİLLİ İstihbarat Akademisi (MİA) tarafından hazırlanan ‘Yapay Zeka, Toplum ve Güvenlik Ekseninde Türkiye’nin Yol Haritası’ başlıklı rapor yayımlandı.

Milli İstihbarat Akademisi, Türkiye’nin yapay zeka, toplum ve güvenlik ekosistemini küresel eğilimler ışığında analiz etmek, risk ve fırsat dengesi temelinde stratejik öncelikleri belirlemek ve somut araştırma/uygulama yol haritaları önermek amacıyla ‘Yapay Zeka, Toplum ve Güvenlik: Durum Analizi ve Türkiye’nin Stratejik Yol Haritası’ başlıklı bir rapor yayımladı.

YEDİ TEMATİK BAŞLIK ALTINDA ÇERÇEVE SUNULUYOR

MİA’dan yapılan açıklamaya göre; yapay zeka teknolojilerinin toplum, güvenlik ve kültürel değerler üzerindeki derin etkilerinin ele alındığı raporda, teknolojik dönüşümün yalnızca teknik değil, aynı zamanda epistemolojik ve etik sonuçları da mercek altına alıyor. Akademi tarafından hazırlanan rapor, güncel teknolojilerden kültürel tehditlere, güvenlikten dijital ekonomi ve iş gücüne kadar yedi tematik başlık altında bir çerçeve sunuyor. Raporda, Türkiye’nin stratejik yönelimlerini belirleyen kısa, orta ve uzun vadeli yol haritaları tanımlanırken; karar alıcılara ve kamuoyuna veri temelli öneriler sunuluyor. Akademi, bu rapor ile yalnızca riskleri tanımlamakla kalmıyor, aynı zamanda etik, sürdürülebilir ve kapsayıcı bir yapay zeka gelecek vizyonu için yol gösteriyor.

Raporda, yapay zekanın insan zihni ve toplumsal düzen üzerindeki etkisinin aydınlanma devrimiyle kıyaslanabilecek düzeyde olduğu vurgulanıyor. Zeka, bilinç ve irade gibi temel kavramların yeniden tanımlandığı bu dönemde, insan merkezli anlayışın gelecekte nasıl evrileceği kritik bir soru olarak öne çıkıyor. Raporda, yapay zekalı robotlara bilinç atfetme eğiliminin, ontolojik sınırları bulanıklaştırdığı ve yeni bir bilişsel çatışma doğurduğu ifade ediliyor. Gerçek ile sentetik arasındaki ayrımın zayıfladığı bu çağda, bireyin hakikate erişimi de daha kırılgan hale geliyor. Akademi, bu dönüşümün yalnızca teknik değil, aynı zamanda felsefi ve kültürel boyutlarını da derinlemesine ele alıyor.

YAPAY ZEKAYA AŞIRI GÜVEN SORUMLULUK KAYBINA YOL AÇABİLİYOR

Rapora göre; yapay zekanın ulaştığı sonuçlar istatistiksel olasılıklara dayanıyor ve neden sonuç ilişkisi barındırıyor. Bu durum, yapay zekaya aşırı güvenin bilgi üretiminde epistemik tembellik ve sorumluluk kaybına yol açabileceğini gösteriyor. Gerçekmiş gibi görünen; ancak sorumluluk taşımayan içerikler, bilginin güvenilirliğini sorgulatırken, bu durum bilgi toplumu açısından yapısal bir riski beraberinde getiriyor. Raporda, yapay zekaya epistemik otorite rolü atfetmenin toplumsal etkilerine dikkat çekiliyor. MİA, bu tehdidin büyümesini engellemek için bilgiye erişim ve üretim süreçlerinde insan sorumluluğunun korunmasının önemine işaret ediyor.

Akademi, yapay zeka teknolojilerinin yalnızca ekonomik potansiyel yaratmadığını, aynı zamanda enerji ve çevre politikalarını da yeniden şekillendirdiğini ortaya koyuyor. Rapor, üretken modellerin 2,6 ila 4,4 trilyon dolarlık ek değer yaratma potansiyeline sahip olduğunu, buna karşın enerji tüketiminde keskin artış öngörüldüğünü belirtiyor. Bu bağlamda yeşil yapay zeka yaklaşımı, küresel ölçekte enerji verimliliğini artıran bir standart olarak tanımlanıyor. Türkiye’nin bu eğilimlere paralel olarak yeşil çip tasarımı ve sürdürülebilir donanım-yazılım uyumuna yatırım yapması gerektiği vurgulanıyor. MİA, çevre duyarlı yapay zeka politikalarının stratejik önemine de dikkat çekiyor.

TÜRKİYE’NİN YAPAY ZEKA KAPASİTESİ BÜYÜYOR

Rapora göre; Türkiye’de yapay zeka alanındaki uzman havuzu yüzde 46 oranında artarken, yerli girişimler de büyük yatırımlar çekti. TÜBİTAK tarafından sağlanan kamu destekleri, strateji odaklı kamu yatırımlarını güçlendirdi. Ancak yüksek enerji tüketimi, teknik kaynak sınırlılıkları ve uluslararası uyum maliyetleri gibi yapısal zorluklar öne çıkıyor. MİA, teknik altyapının güçlendirilmesi ve beceri dönüşümünün hızlandırılması gerektiğine işaret ediyor. Bu gelişmeler, Türkiye’nin bölgesel takipçi konumundan lider aktörlüğe geçiş sürecinin kritik adımları olarak değerlendiriliyor.

TEHDİTLER VE ÇÖZÜM STRATEJİLERİ

Rapora göre; yapay zeka kaynaklı otonom silah sistemleri, siber saldırılar ve seçim manipülasyonu, güvenlik alanında öne çıkan tehdit başlıklarından. Milli İstihbarat Akademisi, bu risklere karşı kırmızı ekip laboratuvarları, güvenli mimari tasarımlar ve seçim bütünlüğü platformlarını öneriyor. Uluslararası normların geliştirilmesi, etik çerçevelerin güçlendirilmesi ve teknoloji odaklı diplomatik girişimlerin önemi vurgulanıyor. Siber güvenlik alanında ise içerik filigranı, bot tespit API’leri ve dezenformasyonla mücadele uygulamaları çözüm önerileri arasında yer alıyor. Akademi, güvenlikten diplomasiye kadar uzanan yelpazede disiplinler arası çözümler üretiyor.

DİJİTAL ÇAĞDA YENİ TEHDİTLER VE ETİK ÇÖZÜMLER

Rapor, kültürel homojenleşme, mahremiyetin zedelenmesi ve dezenformasyon gibi tehditlere karşı kapsamlı çözümler sunuyor. Ulusal Yapay Zeka Etik Merkezi’nin kurulması, dijital miras portallarının hayata geçirilmesi ve kültüre duyarlı önyargı testlerinin geliştirilmesi bu çözümler arasında. Raporda, toplumun teknolojiyle kurduğu ilişkinin yalnızca kullanıcı deneyimi üzerinden değil, aynı zamanda etik ve değerler bağlamında da değerlendirilmesi gerektiği vurgulanıyor. Akademi, bu farkındalığın artırılması için paydaşları kapsayan bir iletişim ve eğitim stratejisi önerisinde bulunuyor. Toplumsal bütünlüğün korunması, teknolojik gelişmelerin etik zeminle desteklenmesine bağlı görülüyor.

KISA, ORTA VE UZUN VADELİ STRATEJİK ÖNCELİKLER

Milli İstihbarat Akademisi tarafından hazırlanan yol haritası; kısa (0-2 yıl), orta (3-5 yıl) ve uzun vadeli (5+ yıl) uygulama başlıklarıyla planlandı. Kısa vadede etik merkezlerin kurulması ve yeşil yapay zeka projelerinin başlatılması; orta vadede veri ağları ve yerli dil modelleri; uzun vadede ise küresel yönetişimde Türkiye’nin rol üstlenmesi öngörülüyor. Yol haritası, Ulusal Yapay Zeka Stratejisi (2021-2025) ve güncel eylem planlarıyla yüksek düzeyde örtüşüyor. Bu bütüncül plan, lider kurumlar, bütçe tahminleri ve performans göstergeleri ile destekleniyor.

reklam

YORUM YAP